Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ın makam aracının önünde, motosikletiyle konvoyun olmazsa olmazlarından biriydi polis memuru Kemal Tosun. Vazifesi gereği bir an olsun Erdoğan’ın İstanbul’daki programlarından hiç eksik olmadı ve 16 yıl boyunca Erdoğan’a eşlik etti. O denli ki 15 Temmuz hain darbe teşebbüse kadar…
Motosikletli grubun başı olan, 2 çocuk babası 49 yaşındaki Kemal Tosun, o gün misyonlu olmamasına karşın motosikleti ile her vakit olduğu yere, yani Kısıklı’ya gitti ve o sırada Özel Harekat Şube Müdürü’nün köprüye gitmesi gerekiyordu, Tosun, ‘Ben götürürüm’ dedi. Şube müdürünü gerisine aldı ve köprüde darbeci askerlerin kurşunuyla şehit oldu. Kemal Tosun, şehadetinden sonra da unutulmadı. Cumhurbaşkanlığı konvoyunda bulunan zırhlı polis aracına Şehit Kemal Tosun ismi verildi.
15 Temmuz darbe teşebbüsünün yıldönümünde şehidin eşi Zuhal Tosun, SABAH’a konuştu. O karanlık gecede ve sonrasında yaşananları anlatan Zuhal Tosun özetle şu kelamları lisana getirdi:
“Özel Harekat polisleri köprüde pozisyon almışlar. Sonrasında eşim, köprüye Özel Harekat Şube Müdürünü götürmüş. Ne olduysa orada olmuş. O gün izinliydi. Mescide namaza gitti. Koşarak konuta geldi. Soluk soluğaydı. Konuta girmesi ve çıkması 5 dakika sürdü. Bizim için her vakit gittiği üzereydi. İnsanın aklına o denli olumsuz bir şey gelmiyordu. ‘Güle güle” dedim. ‘Allah’a ısmarladık’ dedi ve gitti. Yalnızca oğlum ‘Baba çelik yelek giy’ dedi. Son olarak balkondan baktım ona o kadar.”
“KEMAL GÖZÜNÜN KENARINDAN VURULMUŞ”
“Haberleri izliyoruz. Kızım, ‘Anne babam ne yaptı’ diye sordu. Ben de ‘Kızım artık açamaz telefonu, ileti at istersen’ dedim. 01.00 sularıydı. Kızımın bildirisine ‘İyiyiz merak etmeyin’ diye yazdı. 02.30 sularında oğlum gelip, ‘Anne babam vurulmuş’ dedi. 03.00 üzere hastaneye vardık. Birinci başta kimse bir şey söylemedi ve ‘İçeride’ dediler. O sırada bana eşimin cüzdanıyla bir eşyasını verdiler. Eşimin grubundaki Özgür’ü gördüm, yakasına yapıştım. ‘Özgür ben haber alamıyorum, bana haber getir’ dedim. O içeriye girdi, sonra yanıma geldi ve ‘Yenge oturalım’ dedi. Bana ‘Uyutuyorlar’ dedi. ‘Durumu ağır mı?’ dedim. ‘Ağır’ dedi. Ancak ben hala bacağından vuruldu ve ameliyat devam ettiğini düşünüyorum. Öteki bir şey düşünmüyordum. Sonra Özgür’ün telefonu çaldı ve bir şey demeden kalktı gitti, ben de gerisinden koştum. Bağrışmaya gerçek gittim ve kaynım kapıda bayılmıştı. Onları görünce koptu esasen ondan sonrası yok… Yalnızca ‘Çocuklarımı yanıma getirin’ dedim. sabah 09.00 üzere cenazeyi aldık, götürdük fakat öğrendim ki, eşim bacağından değil, gözünün kenarından vurulmuş ve mermi kulak tarafından çıktığı için aslında olay yerinde şehit olmuş.”
“FETÖ’CÜLER EN BÜYÜK ACILAR İLE SINANSIN”
“Allah, bu FETÖ’cüleri en büyük acılarla sınasın. Vefat onlar için bir kurtuluş, çeksinler! Adamlar mahkemede neredeyse bizi hatalı çıkaracaklar. O denli bir kendilerini savunmaları var ki, hiçbir kabahatleri yokmuş üzere anlatıyorlar ve beni mahkemede tehdit ediyorlar: ‘Çıkacağız, görüşeceğiz, hepiniz bizdesiniz, hepinizin isimleri var’ diyorlar ve bunları söyleyen tutuklu şahıslar.”
“ŞEHİT OLMADAN EVVEL DÜŞÜNDE VURULDUĞUNU GÖRDÜ”
“Eşim şehit olmadan bir ay evvel düş görmüştü, ben uyandırdım ve sayıklıyordu. ‘Kemal kalk’ dedim. Gözünü açtı ‘Sayıklıyorsun’ dedim. ‘Senin neyden haberin var, vuruldum’ dedi. Ben de ‘Nasıl?’ dedim. O da ‘Çatışmaya girdim, vuruldum’ dedi. Ben de ‘Demek ki onun için sayıkladın, hayır olsun yeterli düşünelim, düzgün olsun’ dedim.”
“KEMAL TOSUN HAYAT DOLUYDU”
“Hayat doluydu. Örneğin Orhangazi Köprüsü yeni açılmıştı, arkadaşı ile Yalova’ya çorba içmeye gitti ve ‘Orhangazi Köprüsü açıldı, oradan geçeceğiz’ dedi. Başına estiği vakit yapardı istediğini, hayat doluydu. Ramazan ayında bana bilet aldırdı, memlekete gitti. Oradan geldi sonraki günü kaynımın oğlunun asker yemin merasiminde gitmek istedi. Ben de ‘Yarın iş var’ dedim. ‘Olsun gideyim göreyim görmek var, görmemek var’ dedi ve yemin merasimine gitti. Gece 04.00 sularında geldi ve sabah işe gitti.”
“İSTANBUL’UN GÖBEĞİNDE…
“Eşimi ben ve çocuklarım özlüyoruz… Bazen bu türlü bir şey oluyor eşime ‘Anlatayım’ diyorum bilinçaltı üzere bir şey onun olmadığını biliyorsun lakin içinden bir an onunla paylaşmak istiyorsun. Mesleği gereği çok birlikte olamadık. Hiçbir bayram sabahına birlikte uyanmadık. Bazen, hani terör bölgesinde olsaydı bu kadar içim gam yemezdi. İstanbul’un göbeğinde hiç ummadığımız bir şey oldu. Takdir ilahi, o en hoş yere gitti, yeri cennet olsun.”
KIZIYLA SON YAZIŞMASI….
Şehit babanın, kızı Sıla Tosun ile o geceki yazışması:
Saat: 00.48 – “Baba güzel misin? Nasılsınız? Haber verin merak ediyoruz”
Saat: 00.52 – “Kızım yeterliyim şu an. Bizim burada bir şey yok”
Saat: 00.53 – “Tamam dikkat et baba. Merakta bırakma bizi. Arkadaşların da dikkat etsinler..”
Saat: 00.54: – “Ok”
