Yani, bir memur misyona 11 Şubat 1989 tarihinde başlamış ise bu memurun emeklilikte geçerli olan hizmet mühletinin başlangıcı 15 Şubat 1989 tarihi olacak, vazifesinden de diyelim 16 Haziran 2021 tarihinde ayrılmış olsun, hizmet bitimi ise bu tarihi takip eden aybaşı olacak, yani 15 Temmuz 2021 tarihine kadar olan mühleti de fiili hizmet mühleti olacaktır.
5434 sayılı Kanunun emekli aylığı bağlanma sistemini belirleyen Husus 41 kararı ile de, fiili hizmet toplamında ay kesiri olması halinde tam aylık sayılmaktadır. Yani bir memurun sigortalı, esnaf, memur yahut tamamı memur hizmeti olduğunda bu hizmetler toplamı 32 yıl 11 ay 14 gün olsa da ay kesirleri tam aylık sayıldığından emekli aylığı bağlanmasında ay kesiri olan 14 gün 1 ay olarak uygulanır ve 33 yıl hizmet müddeti temel alınarak aylık bağlanır.
Memurların emekli ikramiyesini belirleyen 5434 sayılı Kanun Husus 89 kararı ise farklıdır. Bu kararda, emekli ikramiyesi ödenmesinde her tam yıl hizmet mühleti temel alınmakta, ay kesirleri ise tama iblağ edilmemektedir.
Dolayısıyla bir Devlet memurunun hizmet müddeti, emekli aylığında ve emekli ikramiyesinde belirleyicidir.
Ancak, temel alınan müddetler, mevzuat bağlamında farklılaşmaktadır.
Dolayısıyla, 32 yıl 11 ay 15 gün hizmeti olan birisi için emekli aylığı 33 yıl üzerinden bağlanır lakin emekli ikramiyesi ise 32 yıl üzerinden hesaplanır.
Emekli aylığı 5434 kanunun 41. hususu gereği tama iblağ edilmektedir. Fakat ikramiye hesabı ise 5434 sayılı Kanunun 89. unsuru gereği tama iblağ edilmemektedir.
Emekli aylık ve emekli ikramiyesi hesabı için ziyaret edilebilir.
Genel olarak kıymetlendirmemiz: Daha evvel 30 hizmet yılı üzerine emekli ikramiyesi verilmezsen yapılan kanun değişikliği ile 30 hizmet yılından sonraki tam yıllara da emekli ikramiyesi verilmeye başlanılmıştır. Fakat, 1 tam yıldan az mühletlere (örneğin, 1ay ile 11 ay 29 gün hizmet sürelerine) ise emekli ikramiyesi ödemesi yapılmamaktadır. Artık, yapılacak yeni bir düzenleme ile çalışılmış müddet olan fakat emekli aylığı bağlanmasında temel alınan, fakat ikramiyede temel alınmayan bu çelişkinin de ortadan kaldırılması gerektiğini söyleyebiliriz.
