BBC’de yayınlanan tahlilde İngiltere Başbakanı Boris Johnson’ı istifaya götüren 5 olay şöyle sıralandı:
Chris Pincher olayı:
29 Haziran Çarşamba günü, o sırada Muhafazakar Parti Genel Lider Yardımcısı olan milletvekili Chris Pincher Londra’da özel bir üye kulübüne gitti. Kendi sözüyle “çok fazla içti” ve “kendini utandırdı”. İki erkeği taciz etmekle suçlandı ve bu da kimileri yıllar öncesine dayanan bir dizi tezin ortaya atılmasına neden oldu. Bu da başbakanın düşüşüyle sonuçlanan bir olaylar zincirini başlattı. Birinci olarak Downing Street, Johnson’ın Pincher’ı şubat ayında partisinin parlamento disiplininden sorumlu lider yardımcısı olarak atamadan evvel hakkındaki “spesifik iddialardan” haberdar olmadığını söyledi. Bakanlar daha sonra bu açıklamayı -yanlış olduğu ortaya çıkmasına karşın – yinelediler. 4 Temmuz’da BBC, Johnson’ın resmi bir şikayetten haberdar olduğunu bildirdi. Sonraki gün, eski bir devlet memuru – Lord McDonald – başbakanın şikayetten şahsen haberdar olduğunu söyledi. Johnson daha sonra olayın 2019 yılında kendisine söylendiğini kabul etti ve Pincher’ı partisinin parlamento disiplininden sorumlu lider yardımcısı olarak atadığı için özür diledi.
Partygate:
Nisan ayında Johnson, Haziran 2020’deki doğum gününde bir toplantıya katıldıktan sonra salgın nedeniyle getirilen sokağa çıkma yasağını ihlal ettiği için para cezasına çarptırıldı. Ayrıyeten birinci kapanma sırasında Downing Street bahçesindeki “Kendi içkini getir” partisine gittiği için özür diledi. Daha geniş çapta, Metropolitan Polisi Downing Street ve Whitehall’da tecrit kurallarını ihlal eden 83 şahsa 126 para cezası verdi. Kıdemli bir devlet memuru olan Sue Gray tarafından hazırlanan bir raporda, siyasi çalışanın tecrit kurallarını ihlal ettiği bir dizi toplumsal aktiflik anlatıldı. Gray, “Merkezdeki hem siyasi hem de resmi üst seviye liderlik bu kültürün sorumluluğunu taşımalıdır” diye yazdı. Geçen aralık ayında Johnson Avam Kamarası’na verdiği demeçte “No 10’da tüm kılavuz prensiplere büsbütün uyulduğunu” söylemişti. Johnson şu anda Avam Kamarası’nın bir komitesi tarafından Parlamento’yu bilerek yanlış yönlendirip yönlendirmediği konusunda soruşturuluyor.
Hayat pahalılığı krizi ve vergi artışı:
İngiltere’de enflasyon 2022 yılında keskin bir artış göstererek yüzde 9.1’e yükseldi. Bunun nedenlerinin birçok Boris Johnson’ın denetimi dışındaydı. Örneğin Rusya’nın Ukrayna’yı işgali petrol fiyatlarının ve besin maliyetlerinin artmasına neden oldu. Hükümet birtakım adımlar atmış olsa da – örneğin akaryakıt vergisini litre başına 5 penny düşürerek – Nisan ayında vergi artışına da gitti. Ulusal Sigorta pound başına 1.25 penny arttı. Hükümet vergi artışının sıhhat ve toplumsal bakım masraflarını karşılayacağını söyledi ve bu hafta yürürlüğe giren değişikliklerle bu yük hafifletildi – lakin yılda 34.000 sterlinden fazla kazanan herkes yeniden de daha fazla ödeyecek. Personel Partisi başkanı Sir Keir Starmer, nisan ayında yaptığı açıklamada “Son on yılların en makus hayat pahalılığı krizinin ortasında, hükümet çalışan insanların vergilerini artırmayı seçiyor” dedi.
Owen Paterson tartışması:
Ekim 2021’de bir Avam Kamarası komitesi, devrin Muhafazakâr Milletvekili Owen Paterson için 30 günlük bir uzaklaştırma önerdi. Komite, Paterson’ın kendisine ödeme yapan şirketlere yarar sağlamak için lobicilik kurallarını ihlal ettiğini söyledi. Fakat başbakanın liderliğindeki Muhafazakârlar, Paterson’ın vazifeden uzaklaştırılmasının durdurulması ve soruşturmaların nasıl yürütüldüğünü incelemek üzere yeni bir komite kurulması tarafında oy kullandı. Yansılar üzerine Paterson istifa etmek zorunda kaldı. Johnson daha sonra davayı ele alırken “yanlışlık yaptığını” kabul etti.
Odaklanma eksikliği ve fikirler:
Boris Johnson, Brexit’in gerçekleştirilmesi üzere net ve takip edilmesi kolay bir siyaset sayesinde ezici bir çoğunluk elde etti. Fakat o vakitten beri kendisini eleştirenler Downing Street’te odaklanma ve fikir eksikliği olduğunu söyledi. Eski danışmanı, baş eleştirmen Dominic Cummings, onu tekraren denetimden çıkmış bir alışveriş arabası olmakla, bir konumdan başkasına savrulmakla suçladı. Başkaları ise başbakanın ideolojisini – ya da aslında bir ideolojisi olup olmadığını – sorguladı. Haziran ayında Muhafazakar milletvekili ve eski bakan Jeremy Hunt, Johnson’ı “dürüstlük, yetkinlik ve vizyondan” mahrum olmakla suçladı. Hunt, Johnson’ın kazandığı inanç oylamasından evvel konuşuyordu lakin şikayetler giderek artıyordu. Orta seçim mağlubiyetleri gelmeye devam etti. Sonuncusundan sonra Johnson “psikolojik bir dönüşüm” geçirmeyeceğini söyledi. Lakin artık Muhafazakar milletvekillerinin sıkıntısı bu değil. Onlar konuştular ve başbakan gidiyor.
