Ahmet Davutoğlu, 15 Temmuz darbe teşebbüsünün 6’ncı yıl dönümü nedeniyle toplumsal medya hesabında, “15 Temmuz, bu aziz milletin kanıyla, canıyla yazdığı destanın ismidir. 15 Temmuz ruhuyla daha fazla demokrasi ve özgürlük için; hak, hukuk, adalet gayreti için Gelecek Partisi’ndeyiz. Şehitlerimizi rahmetle, gazilerimizi hürmetle anıyoruz” bildirisini yayınladı. Bildiriyle birlikte Gelecek Partili siyasetçilerin 15 Temmuz günü neler yaşadıklarını anlattıkları “15 Temmuz Ruhuyla Geleceğe” başlıklı bir görüntü da paylaşıldı.
15 Temmuz bu aziz milletin kanıyla canıyla yazdığı destanın adıdır. #15Temmuz ruhuyla daha fazla demokrasi ve özgürlük için; hak, hukuk, adalet mücadelesi için Gelecek Partisi'ndeyiz.
Şehitlerimizi rahmetle, gazilerimizi saygıyla anıyoruz.https://t.co/fdyGfs21Ao
— Ahmet Davutoğlu (@Ahmet_Davutoglu) July 15, 2022
Davutoğlu, görüntüde şunları söyledi:
“Milletlerin tarihlerinde gurur ve hüznün birlikte yaşandığı saatler, anlar, günler, geceler vardır. 15 Temmuz gecesi, milletimiz için böylesi gurur ve hüznün bir ortada yaşandığı, tarihe unutulmaz bir kayıt olarak geçmiş geceydi. Meclis’e ulaşmaya çalışırken bütün yolların kapatıldığını öğrenmemiz sonrasında, yapabileceğim en önemli katkının ulusal ve memleketler arası kanallarda demokrasimiz ismine sesimizi yükseltmek olduğu kanaatiyle bütün ulusal kanallarla ve memleketler arası kanallarla irtibat kurmaya çalıştık. O sırada Cumhurbaşkanı’na da müdafaa müdürü üzerinden ulaştığımızda, onun da benzeri bir hazırlık içerisinde olduğunu öğrendim.
O gece beni en çok etkileyen ve derin bir hüzne boğan an, çok kıymetli dostum, kardeşim Erol Olçok’un şahadet haberini aldığım andı. Haberi aldığım anda secdeye kapandım. Bir ay evvel ramazanda, Umre’de birlikteydik. Kutsal bir seyahat içinde öbür bir seyahate hazırlanıyormuşçasına bembeyaz elbiseler içinde birlikte birçok tavaflar yapmıştık. Demek ki Erol kardeşim, o seyahatte diğer bir seyahatin haberini, muştusunu, bildirisini almıştı.
Beni düşündüren, o anda telaşlandıran konu, çabucak hemen bütün milletlerarası kanalların güya darbe olmuş bitmiş üzere yayın yapıyor olmalarıydı. Bir müdahale etmek gerekiyordu. Gerek Orta Doğu’da gerek milletlerarası alanda tanınan kanallarda şu bildirisi verdim: ‘Sizler için, bugün Türkiye’nin karanlık bir gece yaşadığını hissettiren olaylardı yaşananlar. Şunu unutmayın; bu gece karanlık bir gece olabilir, lakin yarın Türkiye yesyeni ve bir daha darbenin isminin bile anılamayacağı bir güne uyanacak.’
O gece, gençlerimizin bir daha böylesi ideolojik, seküler ya da dini şartlanmışlıklara düşmemesi için bir kitap yazmaya karar verdim. Sabah erken saatlerde Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne ulaşma imkanı bulduğumda gördüğüm görüntü hüzün vericiydi. Yunan topçularının Polatlı’ya kadar girdiği günlerde ayakta kalmış olan Ankara’nın ruhu ve devletimizin kurucusu Gazi Meclis, bu sefer kendi ordusu içerisinde bir hain küme tarafından havadan bombalanmıştı. O binaya girerken her adımda, cam kırıklarının ortasında, o kırıklarla birlikte yaşadığımız hüznün kırıklarını da hissettim. Devlet yapımızdaki kırılmaları, siyasetimizdeki sapmaları ve dini geleneğimiz içindeki bu derin fay kırıklarını… Bu kırıklar içinden yeni bir demokrasi, yeni bir devlet deneyimi inşa etmek gerek diye düşündüm. Gelecek Partisi’ni kurmak üzere harekete geçiren temel nedenler, 15 Temmuz gecesi yaşadığımız o acı deneyimin bir daha yaşanmaması içindir ve 15 Temmuz’da yaşanan o acı deneyimden rastgele bir otoriter eğilimin ortaya çıkmaması içindir.”
’15 Temmuz’da devlet, millete borçlanmıştır’
Darbe teşebbüsünde eşi Erol Olçok ve oğlu Abdullah Tayyip Olçok’u kaybeden Gelecek Partisi kurucusu Nihal Olçok ise şunları söyledi:
“15 Temmuz’da benim kadar rahat olan hiç kimse yoktu. Tahminen de bugünkü acımın bu kadar derin olması, o geceki rahatlığımdan kaynaklanıyor. Neden rahattım? Türkiye Cumhuriyeti iktidarına güveniyordum. Bugünkü kederim, hayal kırıklığım, tahminen de o gece çok güvendiğim içindir. 15 Temmuz’da devlet, millete borçlanmıştır. İzmir’de görülen FETÖ davasında iş adamları var. Bu davaların birleştirilmesi için teşebbüste bulundum fakat dava birleştirilmiyor. Ben, müşteki olmak istiyorum, müştekiliğim kabul edilmiyor. Listedeki 23 kişinin 23’ü de çok varlıklı ve çok güçlüler. O denli güçlüler ki bu insanların İstanbul’da cadde isimleri var. Bir adedinin cadde ismi ‘Erol Olçok Caddesi’ olarak değiştirildi.”
