Edinilen bilgilere nazaran olay geçen 29 Nisan günü yaşandı. M.K.’nin kız arkadaşları D. G., G. İ. Ö. İle Z. Ş., bu bireyden Instagram hesabını kısa müddetliğine kullanma müsaadesi istedi. M. K., hesabının şifresini girdi ve arkadaşlarına verdi. Üç kız öğrenci, bir mühlet sonra M. K. ile erkek öğrenci U. O. T. ortasında ağır bir yazışma trafiğinin olduğunu gördü.
Ekran imajlarını aldılar
İkili ortasındaki özel yazışmalarda diğer öğrenciler hakkında da konuşulduğu anlaşıldı. Üç öğrenci, kelam konusu yazışmaların tek tek ekran imgelerini alarak kendilerine gönderdi. Yazışmalar kısa müddet içinde evvel tüm sınıfa sonra okulun tamamına yayıldı.
Yazışmalar elden ele yayıldı
Üç öğrenci, kelam konusu yazışmaları bir mühlet sonra lisenin Ruhsal Müşavere ve Rehberlik öğretmeni Nuray A.’ya da iletti. Nuray A. ise 74 sayfadan oluşan ekran manzaralarını renkli yazıcıdan çoğaltıp Disiplin Şurası Lideri Deniz H.’ye iletti. Deniz H. de kelam konusu yazışmalardan birer nüsha daha çıkartarak Disiplin Heyeti Üyesi öğretmenler Bilge T. ve Didem B.’ye verdi. Yazışmaların içeriğinde kısa müddet içinde diğer öğretmenlerin de haberi oldu.
Akran zorbalığına maruz kaldı
Oğlu U. O. T.’nin, bayram dönüşü okula gittiğinde başka öğrenciler tarafından dışlandığını gördüğünü kaydeden baba Taner T., Cumhurbaşkanlığı İrtibat Merkezi’ne (CİMER) yaptığı müracaatta, haberleşmenin ve özel hayatın saklılığının ihlal edildiği kaydedildi. Şahsî Dataların Korunması Hakkındaki Kanuna’na da alışılmamış hareket edildiğini kaydeden baba T., CİMER müracaatının devamında şu bilgilere yer verdi: “Çocuğumun, sınıftan arkadaşı M. ile Instagram hesapları üzerinden bir müddettir yapmakta oldukları bu özel yazışmalara ait ekran imgelerinin, kendilerinden müsaade alınmadan tüm sınıfa yayılması ile birlikte çocuğuma karşı öbür sınıf arkadaşlarının ekseri çoğunluğu tarafından sataşma, akran zorbalığı, mobing, toplumsal dışlama ve toplumsal linç aksiyonları gerçekleşmeye başlamış ve aksiyonların dozu giderek artmıştır.”
‘Müdürün odasında hakarete uğradı’
CİMER müracaatının devamında, disipline sevk edilen oğlunun, ayın vakitte okulun Türk Müdür Başyardımcısı da olan Deniz H. ve beraberindeki iki öğretmen tarafından hakarete uğradığını öne süren baba şunları kaydetti: “Deniz H.’nin odasına giden çocuğum, odada Didem B. ve Bilge T. isimli öğretmenlerin olduğunu, Deniz H., üç öğretmenin de önünde bulunan üstte bahsedilen ekran imgelerinin renkli çıktılarını çocuğuma verip ‘biz olağanda bu çeşit yazışmaları sesli bir biçimde hepimiz okuyoruz. lakin bu sefer içeriği nedeniyle hepimiz sessiz bir biçimde içimizden okumak zorunda kaldık, al artık bunları yüksek sesle bağıra bağıra oku’ demiş.
Tüm okul binasında duyulacak biçimde çocuğuma ‘ahlaksız, terbiyesiz’ biçiminde hakaret etmiştir. Çocuğum da yazışmaların özel olduğunu, içeriğinin M. ve kendisini bağlayacağını, öteki hiç kimsenin yanında bunları sesli bir formda lisana getirmeyeceğini belirtmiştir. Bunun üzerine çok aşırı yüksek bir sesle Deniz H. tarafından çocuğum azarlanmış ve başka iki öğretmen de yer yer kendisine eşlik etmiş. Çocuğum aşağılanmış ve ağır bir halde azarlanarak onur kırıcı bu tavra maruz kalmış.”
Suç duyurusunda bulunulacak
Yazışmaların çoğaltılmasını sağlayan öğretmenler hakkında savcılığa hata duyurusunda da bulunacaklarını kaydeden baba T, halktv.com.tr’ye yaptığı açıklamada, “Oğlum artık bu okula gitmek istemediğini söyledi. Bana, ‘Baba ben bu okulda devam edemem, etmeyeceğim’ dedi. Beyoğlu İtalyan Lisesi’ne nakli için Deniz H.’den takviye istedik. Lakin bu mevzuda da yardımcı olmadı. Öbür da gidebileceği bir okul yok. Bir öğrencinin hayatı ile oynanıyor resmen” dedi.
Konuya ait görüşlerini almak üzere aradığımız Türk Müdür Başyardımcısı Deniz H.’den ise rastgele bir dönüş olmadı.
