İstanbul mukavelesinin iptaline milletlerarası bir kontratın rafa kaldırılması olarak bakmayın.
Meclis’in onayladığı temel hak ve özgürlüklerimizi ilgilendiren memleketler arası muahede bir imza ile değiştirildi.
Cumhurbaşkanı kararıyla…
Hukukçuların ortak görüşü şu. Üstüne üstlük Danıştay Anayasa’nın ihlal kararını onayladı. TBMM’nin almış olduğu kararın yok kararında sayılmasına icazet verdi.
Dün de sordum bugün de soruyorum; Meclis Lideri Şentop bu duruma ne diyor?
Şentop, 9 kişinin öldüğü 22 kişinin de yaralandığı Zaho saldırısı konusunda konuşuyor lakin nedense kendisini direkt ilgilendiren mevzularda susuyor.
Erdoğan problemine gelince…
Danıştay, Erdoğan’a Anayasa değişikliğiyle kurdukları tek adam rejimin verdiği yetkilerin ötesinde yetkiler tanıdı. Adeta ülkenin anahtarı sende istediğini yap dedi.
Yasama da buyruğunda, yargı da!..
Yürütme aslında ikinci şapkası…
Danıştay’ın ‘Cumhurbaşkanı kararına’ karışamayız, ‘Cumhurbaşkanı imzasını sorgulamayız’ açıklamasıyla tehlikeli bir seyahatin kapısı açıldı.
Nedir o diyeceksiniz?
Soruyorum.
Erdoğan ekonomik krizi mazeret ederek seçimi ‘Cumhurbaşkanı kararıyla’ bir yıl erteleyebilir mi?
Durun, durun… Çabucak olur mu o denli şey Anayasa var, savaş hali dışında seçim ertelenmez demeyin.
Bir dakika bekleyin…
Erdoğan; ‘Gezi’de yıkamadılar, 17/25 Aralık’ta yıkamadılar, 15 Temmuz darbe teşebbüsüyle yıkamadılar, artık ekonomimize atakla yıkmaya çalışıyorlar’ diyor ya…
Ekonomik saldırıyı mazeret edip, ekonomik savaş var bu sebeple seçim 2024 yılına ertelendi diye Cumhurbaşkanı kararı yayınlasa ne olur?
Kim karşı çıkar?
Tabi ki muhalefet karşı çıkar, tabi ki özgür basın karşı çıkar, olağan ki sivil toplum kuruluşları karşı çıkar ben devlet organlarından bahsediyorum.
Danıştay’a nazaran Cumhurbaşkanı kararına kimse karışamaz. Yargı sorgulayamaz.
Cumhurbaşkanı şöyle de yapabilir. Evvel Meclis’e fevkalâde hal ilan ettirir. Ekonomik kriz var diye, Cumhurbaşkanına karşı kuvvetli ve hareketli bir kalkışma hazırlığı var diye, kamu sistemi bozulabilir diye…
Sonra seçimi bir yıl erteleme kararı alır. Harika hale yaslanarak toplumsal reaksiyonun de önüne geçebilir.
Olağanüstü hale sığınarak temel hak ve özgürlükleri de kısıtlayabilir.
Çok abartın, uçtun, bu yazdıkların olacak şey mi demeyin…
Neler gördük…
Soruyorum Cumhurbaşkanı bu türlü bir kararı resmi gazetede yayınlatırsa ne olur? Bu türlü bir karar alınırsa hayır diyecek, karşı çıkacak, seçimi olağan vaktinde yaptıracak güç var mı?
Danıştay’a nazaran yok. TBMM Lideri zati karışmıyor. Meclis’in prestijini müdafaa misyonunu askıya almış.
Kim karşı çıkacak?
Cumhurbaşkanı’nın bu kararını hangi organ geçersiz sayacak.
Biliyorum bu türlü bir karar Anayasa’ya alışılmamış. TBMM’nin onayladığı kanunun da üzerinde olan kontrat tek imzayla çöpe atılmadı mı? O karar Anayasa muhalif değil miydi?
Ne oldu!..
Anayasa’yı unutun… İçinde o yazıyormuş bu yazıyormuş boş verin.
Danıştay ilan etti, Cumhurbaşkanı ne karar alırsa o artık Anayasa kararındadır.
Cumhurbaşkanı bu yola başvurur, vurmaz başka sorun. Türkiye’nin içinde bulunduğu keyfi idaresi hukuksuzluğu anlatmaya çalışıyorum.
Cumhurbaşkanı isterse AKP/MHP Meclis kümesini gerisine alarak yapar. Meclis’i kilitler, tatile çıkarır, harikulâde hâl devrinde çıkardığı kararnamelerin aylarca görüşülmesini bile maniler.
O kadar da değil mi?
Yüksek Seçim Şurası, seçim tarihini belirler, seçim takvimini hazırlar süreç başlar diye de düşünmeyin.
Hangi YSK?
İstanbul seçimini gerekçesiz iptal eden YSK mı?
Ne yazık ki bunları bile konuşur hale geldik. Kabul bu yazdıklarım fantezi, uçuk, zorlama …
Kabul… Lakin siz de bana şunu söyleyin; bu uçuk kaçık senaryo gerçek olursa hangi organ seçimin bir yıl ötelenmesine müsaade vermez?
Hadi söyleyin…
