Türkiye’nin birçok kentinde LGBTİ+ Onur Haftası aktifliklerine yönelik yasak kararları alındı. İstanbul’da Valilik ve kaymakamlıklar yürüyüşe müsaade verilmeyeceğini duyurdu. Aktivistler ise LGBTİ+ Onur Haftası için planladıkları yürüyüşü gerçekleştireceklerini belirtti.
Bugün saat 17.00’de yapılacak yürüyüş öncesinde valilik talimatıyla kimi metro seferleri iptal edilirken, Beyoğlu’ndaki pek çok sokak ve cadde de trafiğe kapatıldı.
Yürüyüş öncesi Cihangir’de çok sayıda polis, kafede oturan yurttaşları ablukaya aldı. Basının imaj almasını engelleyen polislere reaksiyon gösteren AFP muhabiri Bülent Kılıç da gözaltına alındı.
Edinilen bilgilere nazaran gözaltına alınanların sayısının yaklaşık 52 olduğu öğrenildi.
‘Cesaret ve dayanışmayla buradayız’
Cihangir’deki Pürtelaş Sokak’ta LGBTİ+ aktivistleri sloganlar eşliğinde açıklama yaptı. Açıklamada Seyahat Parkı davasında ağır cezalara çarptırılanlar ve Galatasaray meydanında kayıplarını arayan Cumartesi Anneleri de selamlandı.
LGBTİ+’ların her türlü amaç göstermeye rağmen Taksim’de oldukları belirtilen açıklamada “Alışın ya da barışın bizim gitmeye hiç niyetimiz yok” denildi. İstanbul Sözleşmesi’nden Türkiye’nin geri çekilmesine de reaksiyon gösterilen açıklamada “Her birimiz her birimize güç oluyoruz, birlikte güçlüyüz. Gücümüzü direnişimizden alıyoruz, direnmeye devam ediyoruz. Bizler her yıl Haziran ayının son haftasında sokaklarda onurunu ve var oluşunu kutlayan LGBTİ+’lar olarak mücadelemizdeki ısrarımız, yarına duyduğumuz umut, birbirimizden aldığımız yürek ve dayanışmayla buradayız. Vardık, varız, var olacağız!” sözlerine yer verildi.
İstanbul Barosu’ndan tepki
İstanbul Barosu’da bir açıklama yaparak toplantı ve yürüyüş yasağının hukuka muhalif olduğunu duyurdu.
Beyoğlu ve Kadıköy’de yapılacak toplantı, basın açıklaması, yürüyüş, bildiri dağıtımının yasaklandığının hatırlatıldığı açıklamada, “30. İstanbul LGBTİ+ Onur Haftası etkinliklerinin ve Onur Yürüyüşünün Beyoğlu ve Kadıköy Kaymakamlıklarınca yasaklanması, hukuka ters ve gerekçesiz olarak toplantı ve şov yürüyüşü düzenleme hakkı ile temaslı olarak ayrımcılık yasağıyla bağdaşmayan bir uygulamadır” denildi.
Uygulanan yasağın Avrupa İnsan Hakları Kontratının 11. hususunu ihlali olduğu belirtilen açıklamada, “Kamu makamlarının asli vazifesi, toplantı ve şov yürüyüşü hakkını kullanmak isteyen bireyleri, haklarını kullanırken yaşanabilecek her türlü hücum ve şiddet tehdidinden korumaktır” denildi.
Baro açıklamasında son olarak “Barışçıl ve şiddet içermeyen hiçbir toplantı ve şov yürüyüşü ile aktifliğin yasaklanamayacağını bir sefer daha hatırlatıyoruz” sözleri yer aldı.
