İngiltere İçişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, elektronik izleme denemesiyle, göçmenlerle tertipli temasın sürdürüleceği ve göçmenlik merkezlerinde kefaletle özgür bırakılanların kaçının kaçtığına dair bilgi toplanacağı bildirildi. GPS aygıtı takılan göçmenler, sokağa çıkma yasağına tabi tutulabilecek, muhakkak yerlerden men edilebilecek ve buna uymadıkları takdirde göçmenlerin gözaltına alınmaları yahut kovuşturulmaları sözkonusu olabilecek. Bu uygulamadan kaç göçmenin etkileneceği ise şimdi belirli değil.
Johnson: Misafirperver bir ülkeyiz
İngiltere Başbakanı Boris Johnson da sözkonusu programı savunarak, ülkeye giren göçmenlerin sistemden kaybolmamasının değerli olduğu açıklamasında bulundu. Johnson, İngiltere’nin “çok misafirperver bir ülke” olduğunu öne sürerek, “Bununla gurur duyuyorum ancak beşerler buraya yasadışı yollardan geldiklerinde, kanunları çiğnediklerinde bu ayrımı yapmamız kıymetli. Ruanda siyasetimizle yaptığımız şey bu” tabirini kullandı.
‘Savaştan kaçan insanlara hatalı muamelesi yapılması dehşet verici’
Mülteci Kurulu (Refugee Council) Lideri Enver Solomon ise hususa ait BBC’ye yaptığı açıklamada, İngiliz hükümetinin, savaş, kan ve zulümden kaçan insanlara hatalı muamelesi yapmasının “dehşet verici” olduğunu söyledi.
Solomon, “Bu acımasız ve cezalandırıcı yaklaşım, sadece çok savunmasız insanlara merhamet göstermemekle kalmaz, birebir vakitte, İngiltere’de umutsuzca güvenlik arayanları caydırmada da bu yaklaşımın hiçbir tesiri olmaz” dedi.
Mülteci ve sığınmacılara yönelik dayanışma çalışmaları yürüten Care4Calais isimli yardım örgütünün kurucusu Clare Moseley de şunları kaydetti:
