Demirci, ikindi ezanına müteakip cenaze namazının kılınmasının akabinde Zincirlikuyu Mezarlığı’na defnedildi.
Demirci’nin eski eşi Latife Tekin ve kızı Yasemin Demirci taziyeleri kabul etti.
AA muhabirine merasimde açıklamada bulunan Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Direktörü Ahmet Hakan Coşkun, “Latif Demirci, kendi halinde, sakin, tıpkı çizgilerinde üzere sükunet içerisinde yaşayan bir insandı. Kıymetli bir mizah ustası, değerli bir karikatüristti. Yıllardır mizah dünyası içerisinde mecmualarda yetişmiş, 20 yıldır da günlük gazete karikatüristliğinde eşsiz bir hale gelmiş pozisyondaydı. Onun bir rakibi falan yoktu.” dedi.
Coşkun, üzgün olduğunu lisana getirerek, “Çok büyük bir kayıp. ‘Yeri doldurulamaz’ diye bir klişe vardır. Lakin Latif’in hakikaten yeri doldurulamaz. Zira hepimizin yaptığı işleri yapacak öbür beşerler var fakat onun yaptığı sanatı yapabilecek öbür birisi yok. O açıdan eşsiz bir insanı kaybettik. Çok üzgünüz.” tabirlerini kullandı.
– “Bir sanatçı, bir entelektüel olarak inanılmaz bir kimlikti”
Sanatçı ve akademisyen Prof. Dr. Hüsamettin Koçan da “Latif çok ivedi etti. Zira bir insan, bir sanatçı, bir entelektüel olarak inanılmaz bir kimlikti. İnsanlara daima bir şeyler söyleyen, vicdanının, barışın, geleceğin yanında duran fakat kimseyi kırmadan, üzmeden bu işleri yapan bir insandı. Benim için o kadar çok erken öldü ki çok şaşkınım.” diye konuştu.
Latif Demirci’nin tıpkı vakitte dünya ölçeğinde bir çizer olduğuna dikkati çeken Koçan, onu birebir vakitte bir filozof olarak gördüğünü söyledi.
– “Latif’in çizgilerine girmek hepimiz için bir referanstı ve şerefti”
Gazeteci, muharrir Ertuğrul Özkök de Latif Demirci’nin toplumun her kesiti için büyük bir kayıp olduğunu vurgulayarak, “Latif, bu ülkede kutuplaşmış köşe müelliflerinin, televizyonda konuşanların birbirlerine bağırdığı, iki tarafın da birbirine insafsızca saldırdığı bir yolda tenkit denen sanatın estetiğini, zarafetini gösteren bir insandı. Latif, hepimizi eleştiriyordu. En çok beni eleştiriyordu, başında bulunduğum gazetede. Ancak inanın samimi olarak söylüyorum ki, Latif’in çizgilerine girmek hepimiz için bir referanstı ve erdemdi.” dedi.
Özkök, Demirci’nin sanatına da değinerek, şunları kaydetti:
“Şimdi Türkiye’de birçok muharrir ‘kaleminde kan damlıyor’ diye övünç sıkıntısı yaparlar. ‘Harfleri ve sözleri bir mermi üzere saplıyor’ diye övünürler. Halbuki yazı yazmak, gazetecilik adam öldürme sanatı değildir. Latif’in aslında biricikliği de buradan geliyor. Ateş ederdi kalemiyle lakin yaralamazdı. Latif’in eleştirisi tüy kalemle yazılmış bir eleştiriydi. Hepimizin buluşacağı bir ortak toplumsal alanın mümkün olabileceğini anlatırdı. Ben birçok AK Partili tanıdığımdan işittim, Latif’in karikatürlerini saklıyorlardı. Bu bizim mesleğimize tıpkı vakitte kutsiyet ve hoşluk veren bir şeydir. O yüzden de Latif’in ortamızdan çok erken ayrıldığını düşünüyorum. Hüzünle gitti. Tahminen de benim anlatmak istediklerimi tam anlatamadı. Çok uygun bir insanı kaybettik ve kahvedeki, pazar yerindeki, metrodaki, otobüsteki, tribündeki Türk halkının gözündeki cevvaliyeti, saflığı en âlâ gören ve bize anlatan bir insandı.”
Oyuncu, karikatürist ve üretimci Hasan Kaçan ise Demirci’nin çok değerli bir sanatçı olduğunun altını çizerek, “Latif Demirci, benden küçüktür. Lakin sanat olarak hepimizin çok üstündeydi. Bizler de çizeriz, lakin hiçbirimiz Latif kadar ustalıkla, kendine has bir çizgi yakalayabilmiş değiliz. Nitekim dünya çapında bir çizeri kaybettik. Ülkemizin çok büyük bir pahasını kaybettik. Çizerler, sanat dünyasının biraz üvey çocuğu üzere kabul edilirler lakin Latif nitekim dayanılmaz bir sanatçıydı.” değerlendirmesinde bulundu.
